KANLI BİR UMUDUN ADIDIR FİLİSTİN
“Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı Adaletin kılıcı; kalkan düştü
Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü
Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü”
Gazze, kızıl bir gelincik tarlası gibi. Genci yaşlısı, kadını erkeği, kundaktaki bebeği ile bir millet yok ediliyor. Tam kırk yıldır, okula giden çocukları vuruluyor Filistin’in.
Ey insanlığını beklemeye almış, hümanizm salyaları salgılayan insanlık, ayağa kalk…! Ey İstanbul, Ey Kahire, Ey kutsal şehir Mekke, Ey Bağdat, Ey Yesrib kardeşlerinin yok edilişini duymuyor musun? Oysa Peygamber: “Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları yenip öldürecekler. Öyle ki, Yahudiler ağaç ve taşların arkasına saklanacaklar, o ağaç ve taşlar konuşarak, “Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür,” diyecek. Sadece Garkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır.” dememiş miydi bize? Şimdi hangi ağacın ardında saklanıyor zalimler biliyor musun? İsrail’de zalimlerin en çok Garkat ağacı yetiştirdiklerini duymuş muyduk hiç?
Kalpleri Filistin’e ayarlama vaktidir şimdi. Kaybettiğimiz İslam medeniyetini yeniden bulma vaktidir? Nerdesin ey insancıl dünya, diye haykırma vaktidir. Ey tek dişini de kaybetmiş medeniyet nerdesin, hanisin? Ey Filistin, yoksa biz ellerimizde kahvelerimizle sinema seyreder gibi, rast gelirse bir haber saatinde bir iki dakikalık yutkunmalık anımsamalarla mı anıyoruz seni? Nolur, her zamankinden daha fazla açalım gözlerimizi görebilmek niyeti ile seni.
Ah Gazze, diyorum içim yanarak… Ashab-ı Uhud’un kıssası yazılıyor Gazze’de yeniden... Gazze, ateşe veriliyor.. Ah Filistin diyorum, ahh… Ah Filistin, kanlı bir umut gibi akıyor gözlerinden yaş, feryatlı bir sükut gibi bu bekleyiş.. Mezarlardan yükselen bir baharı müjdeliyor bekleyişin… Kaderin üstünde bir kader olduğunu haber veriyor bize. Yoktan da vardan da ötede bir “Var”ın olduğunu hatırlatıyor unutanlara. Kim bilir, kaçıncı kezdir İsrail'in gerçekleştirdiği bir zulümden sonra kaleme alınan yazılardan birisini de ben yazıyorumdur?
17 Temmuz 2014 Perşembe 23:28
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
DİNMEYEN YALNIZLIĞIMIZ, DİNMEYEN ACIMIZDIR MARAŞ
Hazanı gözlüyorum şimdi suskun bir kentin düşlerinde…
SAVRUK ŞELALERİ SAVRULUP GİTMESİN NOLUR...
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür...."
MARAŞ'IN YİTİK MİRASINA İHANET ETMEK...
Özlemlerimiz, hırslarımız, farklı görünebilme sevdalarımız var...
"KARIN YAĞDINI GÖRÜNCE..."
“Korkulukları olmayan bir köprüde" kaybettiklerimiz...
Bir garip hasret çöker akşamlara...
ÖFKE YILDIZLARIYDI SÖNME BİLMEYEN...
FARKLI İKLİMLERİN COĞRAFYASINI KURUYORUZ DÜŞLERİMİZDE…
HAYAT NEHRİNDE DÜŞE DALMAK…
Çığlıklarla tükenen zamanlardan geçiyoruz…
Yazmak…
İçinizde bir ağacın dalları kırıldı mı hiç?
Şehitler ayvadır, nardır… Bir geceden bir sabaha akan Ah-u revandır….
YORUM EKLE