Kitap bir nesne olmaktan öte, insanlığın serüvenine tanıklık etmiş biricik kaynak olarak insanlığın ve umulur ki insanlığımızın sürekli yanıbaşında bulundu. Bilimsel çalışmaların arkaik dönem modasına uyanları ile birlikte, İslâm veya herhangi bir inanç sisteminin karşısında duranların varlığı arasında bakış açısı olarak bir fark bulunmaz. Fark sadece teslim olabilmenin, kitaba mutlak mânâda uyabilmenin dayanılmaz ağırlığı altında ezilen nefsin tercihi etrafında gerçekleşiyor. Nefsin kitap karşısında insanlığımız adına bir tercihte bulunması, bu tercihin mâveraya doğru bir seyir izleyecek olması elbette güzel bir netice.
‘Kitabı anlatan kitap’ diyebileceğimiz bir orijinalliği haiz
Bu neticeyi şair, yazar, ilim adamı ve okur paralelinde değerlendiren şair-yazar Duran Boz, ilk baskısında “Kitaba Çağrı Sınavında İnsan” ismini verdiği eserin ikinci baskıda ismini “Kitaba Çağrı” olarak değiştirmiş. İnisiyatif elbette yazarın. Doğrusu da bu olmalıydı kanımca. İnsan teki olarak varlığımız kitaba muhatap olduğumuz ölçüde mânâ kazanıyor. Yani insan varlığımızı kitapla güzelleştiren, çağrıldığımız kitap sofrasında azıklandığımız kadar insanız.
Bir antoloji hüviyetiyle değerlendirilebilecek eser, yoğunluklu olarak ‘kitabı anlatan kitap’ diyebileceğimiz bir orijinalliği haiz. Kitap üstüne söz söylemiş nice ölmüş veya yaşayan şair ve yazarın kelâm ettiği ‘seçki’, okuma kavramının genel geçer profilini ortaya koyuyor. Bu metinleri ince eleyerek kitaba dâhil eden Boz, çeşitli okur tiplemesinin yanında, insan olarak kitabın güncel hayattaki yerini sorgulayan bir tavrı ayrıca ön plana çıkarıyor. Kitap üstüne, kitabı anlatan bir kitabın ikinci baskıyı yapmış olması elbette sevindirici bir gelişme.
Kitapla ünsiyet kuranların, bu samimi arkadaşlıklarını bizlerle paylaşmış olmaları sevindirici bir gelişme. Zira sürekli tekrarlanan ‘ne okuyalım?’ sorusuna muhatap olan yazarların, bu soru bağlamında kaleme aldıkları metinlerden yola çıkarak bir sonuca ulaşmak mümkün. Medeniyetin taşıyıcıları olarak kitapların, yazarlar nezdindeki yeri, taşıdıkları önem ve ihtiyaç sıralaması gibi ayrıntıların enine boyuna tartışılması, ortaya konulmuş olması bu seçkiyi ayrıcalıklı kılıyor. Sadece belli bir ideolojik bir bakışın hâkim olmadığı, tersine ‘okuma’ bâbında farklı dünya görüşüne sahip yazarların geçmişte veya günümüzde ‘okunur’ kılınan yazıların yer aldığı çalışma, ayrıca bir bütünlük taşıyor olması bakımından da dikkat çekici.
Sadece Müslümanların değil, gayrimüslimlerin de söyleyecekleri dikkate alınmalı
Geçmişten günümüze alanlarıyla ilgili ortaya ciddi eserler koymuş yazar ve şairlerin okumayı dert edinip kitap kavgasının medeniyet teması üzerinde yükselecek insanlığımız adına söylemiş oldukları kayda değer bir bütün olarak karşımızda. Bu noktanın iyice anlaşılması gerekiyor. Zira, kitap medeniyeti günümüzde insanlığın vardığı nokta itibarıyla sadece görece bir bakış açısı taşımıyor. Yani İslâm’ın egemen olduğu bir dünyanın ardından yeni çağa birlikte başlayan kültürel yozlaşma adına sadece Müslümanların değil, gayrimüslimlerin de söyleyecekleri dikkate alınmalı. Hikmet, bir yitik olarak müminin unuttuğu ayrıcalığı temsil ediyorken, bulunan hikmetin manevî boyutu eğer Müslümanı ilgilendirmiyor veya ilgilendirmeyecekse söyleyecek sözü ‘doğru’ olan kim veya kimler olacaktır?
Günlük gıdasını kitaptan alan bir insanın pratik olarak hayatı yorumlama biçimi veya denemesi bu yazıların karşılığını tekrar insanda araması doğal bir süreç. Bu süreci İslâm ekseninde değerlendiren yazarların, bir medeniyet fikrini sahipleniyor oluşları aynı zamanda bir inancın altının çiziliyor olması bakımından ayırt edeci bir vasıf olarak değerlendirilebilir. Yani, ‘seçki’de yer alan yazıların tasnifi dahi meraklısı için oldukça cezbedici. Sırasıyla, Okumak neyi nasıl, niçin; Kitapların Sonsuz Ağı; Edebiyat Eğitimi / Okuma / Anlama; Kitaplar; Benim Kitaplarım / Unutamadığım Kitaplar; Kitap / Okumak/ Yazmak Üstüne Şiirler; Okumak / Yazmak Üstüne Kitap Kaynakçası başlıkları altında 67 yazı ve 18 şiirden oluşan ‘Kitaba Çağrı’, okumanın kültürel boyutunu insana has kılmanın ayrıcalığı eşliğinde bütün teferruatıyla anlatan fevkalade önemli bir çalışma.
İlgilisi için kitaba ulaşmak çok kolay, 0344 235 15 0203 no’lu telefonla Kahramanmaraş Belediyesi’nden ulaşabiliyorsunuz bu esere…
Arif Akçalı yazdı
YORUM EKLE